Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | evli bir kadın | a married woman i. | ||
Sami was having an affair with a married woman. Sami evli bir kadınla ilişki yaşıyordu. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | avrupalı evli bir kadın için kullanılan ve saygı tabiri | memsahib i. |
Law | ||
Hukuk | temelsiz bir evlilik işlemiyle evli bulunan kadın | wife de facto i. |
Politics | ||
Siyasal | bir hidivle evli kadın | khediva i. |